Kart Kullanım Oranı Nedir? Kartlı Ödemelerin Yükselişi ve Dijital Dönüşüm
Alışveriş alışkanlıklarımız sessiz bir devrim geçiriyor. Artık cebimizdeki nakitten çok, telefonlarımızdaki dijital cüzdanlar ve kartlar konuşuluyor. Dijitalleşme, temassız ödeme teknolojileri ve fintech çözümleri bu dönüşümün en büyük itici gücü. Papel Blog’un bu yazısında, kart kullanım oranındaki artışın nedenlerini, ekonomiye ve fintech sektörüne etkilerini, ayrıca yeni nesil ödeme teknolojilerinin Türkiye’de nasıl şekillendiğini adım adım ele alıyoruz.
Ödeme alışkanlıklarında dönüşüm: nakitten karta
Türkiye’de son yıllarda ödeme alışkanlıkları hızla değişiyor. Geçmişte günlük harcamalarda daha çok nakit kullanılırken, dijitalleşmeyle beraber bunun yerini kartlı ödemeler aldı. Özellikle pandemiyle beraber hijyen ve hıza olan ihtiyacın artması kart kullanımının artmasının yanı sıra temassız ödeme teknolojilerinin ve Papel Cüzdan gibi mobil cüzdan kullanımının da yaygınlaşmasına neden oldu.
TCMB verilerine göre, bütün harcamalar içinde kartla yapılan ödemelerin oranı 2019 yılında %40 civarındayken 2024 yılında %60’ın üzerine çıktı. BKM istatistikleri de bu artışı destekler nitelikte. İstatistikler gösteriyor ki 2019’da kart işlemlerinin %12’si temassızken, 2024 yılında bu oran %66’ya yükseldi. Yani kart artık büyük tutarlı alışverişlerin dışında marketten ulaşıma kadar her alanda tercih edilmeye başlandı.
Kart kullanım oranındaki bu yükselişte güvenlik, nakit taşıma maliyeti, enflasyonun etkisi ve fintech çözümlerinin kolaylaştırıcı rolü öne çıkıyor. Özellikle genç kullanıcılar arasında dijital kartların ve mobil cüzdan kullanımı her geçen gün daha da artmakta.

Kart kullanım oranı ne anlama geliyor?
Türkiye’deki finansal davranışların dijitalleşme düzeyini gösteren güçlü bir ölçüt olan kart kullanım oranı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’nın analizine göre “kartla yapılan harcamaların toplam harcama içindeki payı” anlamına gelmekte.
Bu oran hesaplanırken, belirli bir sektörde kartla yapılan harcama tutarı, aynı dönemdeki toplam satış hacmine bölünüyor. Böylece yalnızca kartlı işlemler değil, toplam tüketim eğilimi de ölçülebiliyor.
Bu hesaplamada kullanılan veriler; bankaların POS sistemlerinden gelen işlem kayıtları, BKM (Bankalararası Kart Merkezi) istatistikleri ve sektörel satış verileri gibi güvenilir kaynaklara dayanıyor. Elde edilen sonuç, kart kullanımındaki artışın her zaman doğrudan tüketim artışı anlamına gelmediğini, bazen bu artışın, yalnızca ödeme aracındaki değişimden yani nakitten karta geçişten kaynaklandığını gösterebilir.
Ekonomiye ve fintech sektörüne etkisi
Tüketici alışkanlıklarıyla beraber Türkiye ekonomisinin dijitalleşme hızını da yansıtan kart kullanım oranı artışı, finansal teknolojilerde yeni fırsatlar yaratmasıyla beraber bankacılık ve regülasyon ekosisteminin yapısını da yeniden şekillendiriyor.
Tüketici davranışlarında dönüşüm
Artan kartlı ödeme hacmiyle beraber Türkiye’de tüketici davranışları hızla değişiyor. Günlük harcamalarda kolaylık, hız ve güvenlik arayan kullanıcılar ödemelerini yaparken nakittense dijital ödemelere yöneliyor. Özellikle pandemiden sonra temassız ödeme ve mobil cüzdan kullanımı ciddi oranda artış gösterdi. 2024 yılında Türkiye’de yapılan kartlı işlemlerin üçte ikisi temassız gerçekleşirken QR kod ödemeleri ise bir önceki yıla göre %270’in üzerinde arttı. Bu da tüketicinin dijital finansal araçlara kalıcı biçimde adapte olduğunu gösteriyor.
H3: Fintech, bankalar ve ödeme kuruluşları için anlamı
Fintech ekosistemi ve bankalar için büyüme alanı yaratan kart kullanımı artışıyla beraber, 2025 itibarıyla Türkiye’de fintech yatırımları 200 milyon doların üzerine çıktı. Dijital cüzdanlar, sanal kartlar ve açık bankacılık çözümleri finansal hizmetleri yeniden şekillendirirken, elektronik para kuruluşları da bu dönüşümün en dinamik aktörleri arasında yerlerini alıyor.
H3: Regülasyon ve dijital altyapı
TCMB ve BDDK tarafından yürütülen düzenlemeler, dijital ödemelerin güvenliğini ve sürdürülebilirliğini destekliyor. Lisans süreçleri, veri güvenliği ve KVKK uyumu, finansal sistemin dijitalleşmesinde kritik rol oynuyor. Böylece artan kart kullanım oranı, sadece tüketim göstergesi değil, aynı zamanda ekonomik dijitalleşmenin somut bir ölçütü haline geliyor.

Yeni nesil ödeme teknolojileri ve geleceğe bakış
Kartlı harcamalar artık sadece bir ödeme aracı değil, aynı zamanda dijital ekonominin ne kadar geliştiğini gösteren ekonomik bir gösterge. Bu dönüşümün hızlı bir şekilde yaşandığı Türkiye, dijital ödeme teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydediyor.
Temassız kartlar, mobil cüzdanlar, QR ödemeler ve biyometrik çözümler, ödeme alışkanlıklarını kalıcı biçimde değiştirdi. Kullanıcılar artık daha hızlı, güvenli ve kişisel ödeme deneyimleri arıyor.
Bu dönüşümün yerli öncülerinden biri olan Papel, yenilikçi ürünleriyle bu süreci hızlandırıyor. Buna en iyi örnek de Yüz ile Ödeme teknolojisi. Biyometrik doğrulama temelli bu sistem, kullanıcıların yalnızca kameraya bakarak güvenli ve temassız bir şekilde ödeme yapmasını sağlıyor. Böylece hem hız hem güvenlik açısından yeni bir standart oluşturuyor ve Türkiye’nin dijital ödeme teknolojilerindeki dönüşümünü güçlendiriyor.
Yakın gelecekte açık bankacılık, yapay zekâ tabanlı kimlik doğrulama ve biyometrik ödemeler günlük hayatın standart parçaları haline gelecek. Türkiye ise bu dijitalleşme yolculuğunda nakitsiz toplum hedefine her geçen gün yaklaşıyor.
Bu blog yazısında sunulan bilgiler; yalnızca genel nitelikte olup hukuk, finans veya yatırım danışmanlığı teşkil etmemektedir. İçerik, bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, özel durumlarınız için profesyonel danışmanlık almanız tavsiye edilir. Yazıda yer alan ifadeler, herhangi bir bağlayıcılık veya sorumluluk doğurmamakta, yalnızca yazarın değerlendirmelerini yansıtmaktadır. Alacağınız kararlarda tüm sorumluluk tarafınıza ait olup, Papel Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. bu bağlamda herhangi bir yükümlülük kabul etmemektedir.

