menu-line
Blog Image

Resesyon Nedir? Stagflasyon Nedir? Ekonomiye Etkileri Nelerdir?


Papel Blog resesyon nedir, stagflasyon nedir, ekonomide durgunluk belirtileri nelerdir gibi sorulara cevap veriyor.

#Finansal_Okuryazarlık

7 dakika

Son Güncelleme: Ağu 23, 2024

Blog Image

Blog İçeriği

Resesyon Nedir?

Resesyon Olursa Ne Olur?

Türkiye Resesyon Dönemleri

Stagflasyon Nedir?

Sıkça Sorulan Sorular

Paylaş

KopyalaCopyIcon
KopyalaCopyIcon

Paylaş

Dünyadan ekonomik gelişmeler her geçen gün daha farklı bir noktaya doğru evrilebiliyor. Jeopolitik ve siyasi birçok olay, ekonominin gidişatı üzerinde önemli roller oynayabiliyor. Ekonomi, büyüme ve durgunluk ekseninde bir döngü içerisinde ilerlerken; gündemi çok meşgul edecek gibi gözüken bazı kavramlar da karşımıza çıkmaya devam ediyor.


Resesyon, stagflasyon, bunların ekonomiye ve yatırımlara etkileri gibi konular bu yazımızda açıklığa kavuşuyor.


Resesyon Nedir?


Resesyon, ekonomik faaliyetlerde durgunluk anlamına gelir. Resesyon dönemlerinde işsizlik yükselir, şirket yatırımları azalır. Hem bireysel hem de kurumsal kredilere ulaşmak zorlaşır ki bunda faiz oranlarının oldukça yüksek seyretmesi büyük paya sahiptir.


Yüksek kredi maliyetleri tüketicileri harcamalarını azaltmaya, şirketleri ise yatırımları daha düşük seviyede tutmaya yöneltir. Bunun sonucu olarak satışlar düşer, işten çıkarmalar yaşanır ve ekonomik durgunluk dönemi ekonominin tüm paydaşlarını etkilemeye başlar.


Belirtmemizde fayda var: Resesyon, ekonomik depresyon ile karıştırılmamalıdır. Ekonomik depresyonlar resesyon ile benzer özellikler göstermekle birlikte çok daha uzun zamana yayılan ve çözümü resesyona göre daha fazla emek gerektiren derin ekonomik çöküşler olarak değerlendirilmelidir.


Resesyon Nasıl Anlaşılır?


Teknik tanımlara göre üst üste iki çeyrek boyunca gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH)’nın düşmüş ise resesyon başlamış olarak kabul edilir. Üst üste iki çeyrekte de ülke ekonomisinin küçülmesi, doğal olarak tüketimin, yatırımların azaldığı ve işsizliğin arttığı bir resesyon ekonomisine işaret eder.


Global çapta etki düzeyi yüksek olan AB ve ABD ekonomileri, global resesyon işaretlerini diğer ülkelere göre daha önceden verebilir. ABD, dünya ekonomileri arasında genellikle alıcı konumda bulunur. Dolayısıyla ABD resesyon dönemine girdiğinde, tüketimini azaltacağı için satın alımda bulunduğu diğer ekonomilerde ciddi bir durgunluk etkisi yaratabilir ve resesyonu tetikleyen bu durum, tüm dünyada ekonomik durgunluğa neden olabilir.


Resesyon Sebepleri Nelerdir?


Resesyon genellikle ekonomide toplu bir yavaşlama görülmesi nedeniyle ortaya çıkar. Ekonomik düzen içinde yer alan birçok faktör resesyonun ortaya çıkmasında rol oynayabilir:


  • Talep Daralmaları
  • Arz Düşüşleri
  • Finansal Şoklar
  • Para Politikalarındaki Değişimler
  • Dış Ticaret Dengesindeki Bozulmalar
  • Jeopolitik Olaylar


Talep Daralmaları


Ekonomik gidişat içerisinde bazı dönemlerde alışveriş kredileri zorlaştırılabilir, kredi kartı kullanım koşulları daha kısıtlayıcı hale gelebilir. Bunun yanı sıra, insanlar bazı durumlarda ihtiyaç dışı harcamalarını kısma gereği duyabilir. Bu gibi durumlarda harcamalar oldukça azalacağı için şirket kârlılıkları düşer, işten çıkarma ve yatırım durdurma kararları alınabilir. Bunun doğal bir sonucu olarak resesyon tehlikesi ortaya çıkabilmektedir.


Arz Düşüşleri


Resesyon, arz yönlü olarak da ortaya çıkabilir. Örneğin; petrol gibi bir hammaddenin çok hızlı ve çok fazla değer kazanması, üretimin yavaşlamasına neden olur. Ayrıca 2020 yılında gerçekleşen COVID-19 pandemi sürecinde olduğu gibi üretimde çok yönlü kesintiler ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda tedarik zincirinde bozulmalar meydana gelir ve bozulmayı ortaya çıkaran olayın süresine bağlı olarak ekonomiler resesyona girme tehlikesi yaşayabilir.


Finansal Şoklar


Ekonomiler, farklı sebeplere bağlı olarak çok derin finansal krizler yaşayabilmektedir. Örneğin; konut piyasasının çökmesiyle 2008 yılında ABD’de yaşanan kriz, ciddi bir ekonomik durgunluk dönemini beraberinde getirmiştir. Bu gibi durumları finansal şoklar çerçevesinde değerlendirebiliriz.


Para Politikalarındaki Değişimler


Ekonomideki büyümenin gerekenden daha hızlı gerçekleştiği dönemlerde enflasyonda bir yükseliş meydana gelir. Enflasyonun yükselmesi, ülkelerin merkez bankalarının faiz artırım kararları almasına yol açar. Avrupa Birliği Merkez Bankası (ECB) ve ABD Merkez Bankası FED faiz kararı, böyle dönemlerde büyük önem arz edebilir. Faizler arttıkça şirketlerin borçlanma maliyeti arttığından dolayı küresel ölçekte yatırımlar azalabilir, ekonomide yavaşlama ve işsizlikte yükselme görülebilir. Sonuç olarak resesyon dönemi başlayabilir.


Türkiye ekonomisi için oldukça önemli olan TCMB faiz kararı, aylık Para Piyasası Kurulu (PPK) toplantılarında belirlenir ve kamuoyuna açıklanır. TCMB faiz kararı belirlenirken ülkenin mevcut ekonomik dinamiklerine, enflasyon, işsizlik ve üretim gibi kritik verilere bakılır.


Dış Ticaret Dengesindeki Bozulmalar


Ülkelerin sağlıklı bir ekonomiye sahip olabilmesi için ithalat ve ihracat arasında bir denge bulunması gerekir. Bu dengenin korunabilmesi için ihracat yapılan ülkelerin de stabil ekonomilere sahip olması, pazar niteliğini koruması gerekir. İhracat yapılan ülkelerin ekonomilerindeki olası bozulmalar sonucu daralan ihracat pazarı, ülkenin resesyona girmesine sebep olabilir.


Bunun dışında ticaret savaşları adı verilen ve bazı ülkelerden ithal edilen mallara ek vergi ve sınırlamalar öngören yaptırım yasaları, ihracatçı ülkenin pazar kaybetmesine ve ekonomik durgunluk yaşamasına sebep olabilir. ABD ve Çin arasında yaşanan ticari gerilim buna örnek verilebilir.


Jeopolitik Olaylar


Dünyada yaşanan jeopolitik krizler, savaş veya salgın hastalık gibi durumlar da resesyon sebepleri arasında sayılabilir. Bu tip durumlarda toplumun harcama öncelikleri keskin şekilde değişir. Riskli ortam, yatırımların durmasına veya yavaşlamasına sebep olabilir. Tüm bunların bir sonucu olarak ekonomik durgunluk dönemi ortaya çıkabilir.


Resesyon Olursa Ne Olur?


Resesyonun ekonomiye etkileri, ekonominin büyüklüğüne ve resesyonun derinliğine göre değişebilir. ABD resesyon dönemine girdiğinde bu tüm dünyayı etkilerken, dünya ekonomisinde daha gerilerde yer alan bir ülkenin resesyona girmesi halinde yaratacağı etki, daha bölgesel sonuçlarla sınırlı kalabilir.


Resesyona girildiğinde genellikle:


  • İşsizlikte ciddi bir artış görülür. Büyüme oranı geriledikçe işsiz insan sayısında büyük artışlar yaşanır.
  • Yatırım ve üretimde azalmalar meydana gelir. Konkordato ve iflas başvurularında artış meydana gelirken, şirketlerin yeni yatırımlar yapmaktan imtina ettiği resesyon dönemleri yurt içindeki üretimin de azalmasına neden olur.
  • Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) resesyon dönemlerinde düşüş eğilimi gösterir.
  • Maaşlarda düşüş yaşanır. Ekonomi genel bir durgunluk sürecinde olduğundan şirketler maliyetleri düşürmek üzere hareket eder. Bunun yollarından biri de çalışan giderlerini azaltmaktır. Bunu gerçekleştirmek için işten çıkarmanın yanı sıra maaşların negatif yönlü düzenlenmesi yolu işverenler tarafından çalışanlara sunulabilir. İş gücü piyasası genel olarak negatif etkilenir.
  • Şirketler bu tip durumları öngörerek hareket edeceği için üretim hızlı şekilde yavaşlar. Ancak tüketim alışkanlıkları daha yavaş değişeceği için tüketimdeki düşüş, üretimden daha yavaş olacaktır. Bunun sonucunda arz-talep dengesi bozulabilir, enflasyon yukarı yönlü seyredebilir.


Resesyonda Ne Yapmak Gerekir?


Resesyon dönemlerinde harcamaları mümkün olduğunca azaltmak gerekir. Devam eden kredi borçlarını ödemek ve mümkünse kapatmak iyi bir seçenek olabilir. Yüksek faizin geçerli olduğu bir resesyon döneminde yeni borçlanmalara imza atmaktan kaçınmak akıllıca olacaktır.


Resesyon dönemleri menkul kıymet piyasalarını olumsuz etkiler. Böyle dönemlerde yatırımcıların genel yöneliminin sabit getirili yatırımlara veya değerli madenlere doğru kayabileceğini belirtelim.


Harcamaları azaltmak gerektiğini belirttik, ancak elbette bazı vazgeçilemeyecek harcama kalemleri hayatımızda yer almaktadır. Gıda, temizlik, barınma, ısınma, giyinme gibi temel ihtiyaçları karşılarken indirim ve fırsatlar takip edilebilir. Harcamalardan puan veya cashback kazandıran kampanyalar sayesinde finansal yükler biraz olsun hafifletilebilir.


Resesyon Altını Nasıl Etkiler?


Altın, resesyon dönemlerinde güvenli liman olarak görülen yatırım araçlarından biridir. Resesyon dönemlerinde yatırımcılarda durgunluktan çıkılması adına enflasyonist kararlar alınacağı algısı oluşabilir. Bu durum, altının daha fazla talep görmesine ve altın fiyatlarının yükselmesine yol açabilir.


Resesyonda Dolara Ne Olur?


Resesyon dönemleri, ülkelerin para birimleri için kötü haber demektir. Ancak ABD Doları bir rezerv para birimi olması sebebiyle dünya genelinde daha güvenilir bir seçenek olarak değerlendirilebilmektedir. Bunun sonucunda doların diğer para birimleri karşısında değer kazanması olası hale gelir.


Resesyon Piyasaları Nasıl Etkiler?


Üretimin azalması, satışların düşmesi, yükselen işsizlik gibi sebepler bir araya geldiğinden; resesyon dönemleri menkul kıymet piyasaları için oldukça negatif sonuçlar doğurabilmektedir. Geçmiş resesyon dönemlerine bakıldığında borsaların sert düşüşler gösterdiği örnekler görülmektedir.


Resesyon dönemleri hisse senetleri ve borsa yatırımcıları için kötü senaryonun gerçekleşmesi anlamını taşıyabilir.


ss


Türkiye Resesyon Dönemleri


1988 yılının son çeyreğinde başlayarak 1989 yılının ortasına kadar devam eden resesyon dönemi de dahil edildiğinde o tarihten günümüze kadar, Türkiye’de altı kez resesyon yaşandığını söyleyebiliriz.


Takip eden dönemde 1994-95 yıllarında dört çeyrek süren bir resesyon dönemi görülmüştür. Bu dönemde GSYİH’de 5,5 puanlık bir gerileme yaşanmıştır. Devamında 1998’in son çeyreğinde başlayarak 1999 yılının tamamında etkisini gösteren resesyon dönemi gerçekleşmiş ve Türkiye ekonomisi yüzde 3,4 küçülmüştür.


Bu yüzyılda Türkiye’yi en kötü etkileyen resesyon dönemi 2001 yılının ikinci çeyreğinde başlamış ve 2002 yılının ikinci çeyreğine kadar devam etmiştir. Bu dönemde ekonomideki küçülme yüzde 6 gibi ciddi bir boyuta ulaşmıştır.


Türkiye’de görülen son resesyon dönemi ABD konut krizinin başlamasının akabinde 2008’in son çeyreğinden 2009’un son çeyreğine kadar sürmüştür. Küresel resesyon kaynaklı bu ekonomik durgunluk döneminde Türkiye ekonomisi yüzde 4,7 küçülmüştür.


Stagflasyon Nedir?


Stagflasyon, yüksek enflasyonun yüksek işsizlik ve yavaşlamış büyüme ile birleştiği ekonomik duruma verilen isimdir. Stagflasyon döneminde fiyat artışları devam ederken büyüme yavaşlar, işsizlik artar ve satışlar düşmeye başlar. Stagflasyon dönemlerini ekonomik olarak birçok olumsuzluğun bir araya geldiği bir kötü senaryo gibi düşünmek mümkündür.


Normalde, işsizliğin arttığı ve satışların düştüğü dönemlerde enflasyonun azalması beklenir. Resesyonla sonuçlanabilecek bu tip dönemler, ekonomik dengelerin yeniden kurulmasıyla sonuçlanabilmektedir. Ancak böyle bir dönemde dahi bazı ekonomilerde fiyat artışlarında beklenen yavaşlama gerçekleşmeyebilir. Bu durumda hem fiyat artışlarının hem yüksek işsizliğin hem de ekonomik durgunluğun aynı anda yaşanması mümkün hale gelir. Bu durum, ekonomide stagflasyon adıyla tanımlanır.


Sıkça Sorulan Sorular


Resesyon ne demek?


Ekonomik durgunluk olarak da ifade edilen resesyon, ülke veya dünya genelinde ekonomik faaliyetlerin yavaşlaması anlamına gelir.


Resesyon ekonomiyi nasıl etkiler?


Resesyonda ekonomiler küçülmeye başlar. İşsizlik artar. GSYİH’de düşüş yaşanır. Borsa ve diğer varlık piyasalarında sert düşüşler meydana gelebilir.


Resesyona girmek ne demek?


Teknik tanımlara göre iki çeyrek üst üste küçülen bir ekonomi, resesyona girmiş demektir. Bu, altı ay süresince istikrarlı şekilde ekonomik faaliyetlerde daralma olduğuna işaret eder.


Stagflasyon ne demek?


Azalan büyüme ve yüksek işsizliğin, yüksek enflasyonla bir araya geldiği ekonomik durgunluk dönemlerine stagflasyon adı verilir. Böyle dönemlerde ekonomi yavaşlayıp işsizlik artarken, fiyatlar yükselmeye devam eder.


Resesyonda neye yatırım yapılır?


Resesyon herkes için bir güvensizlik ortamı demektir. Şimdiye dek, böyle dönemlerde yatırımcıların genel eğilimi riskli varlıklar yerine daha stabil gördükleri yatırım araçlarına yönelmek şeklinde gerçekleşmiştir. Güvenli yatırım araçlarının neler olduğu ise tamamen yatırımcıların risk algısına bağlıdır.


Papel Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri AŞ tarafından yayımlanan bu içerikte yer alan bilgiler, kamuoyunu bilgilendirme amacı taşımakta olup, herhangi bir yatırım önerisi kapsamında değerlendirilmemelidir. İçerik, içeriğin yayınlandığı tarihteki veriler baz alınarak hazırlanmıştır. İçerikte yer alan yorumlar zaman içerisinde değişkenlik gösterebilir.

Papel Bülten’e abone ol.

Finans dünyasındaki gelişmelerden ve Papel yeniliklerinden haberdar ol.

Gizlilik Politikası'nı‎‎ kabul ediyorum